Furkan Türkyılmaz

“Gölge Varsa Işık da Var” teması çerçevesinde 3. Yeditepe Bienali, Nuruosmaniye Camii Mahzeni'nde "Yer’leş(tir)me"nin arayışlarını sürdürüyor. Yeditepe Bienali’nin mekanlarının taşıdığı hafıza ve barındırdığı derinlik, yer-mekân-insan kavramlarının birbirleriyle olan iç içe geçmişliği enstalasyonların üretim biçimlerinde belirleyici oldu.

Nuruosmaniye Camii bir mabet yapısı olarak dikkate alındığında camiinin şehir içerisindeki mahiyeti ve cami oluşunun esasları da yer’i yer yapana dair bir temel oluşturdu. Camiyi, durup seyretmenin, düşünmenin, yaratıcıyı hatırlamanın ve insanda derinleşmenin mekânı olarak ele alıyoruz.  Mahzenin ışık ve gölgesinde ortaya çıkan enstalasyonların her biri kendi içerisinde ve aynı zamanda oluşturdukları bütün itibariyle insana dair içsel bir yolculuğa davet niteliğinde.

Nuruosmaniye Mahzeni’nin maddi ve maddi olmayan unsurları sanatçılarda tekrar tekrar yoğrularak mekâna yer’leşilmeye çalışıldı. Mekânla temas eden her sanatçı, yalnızca bireysel bir üretim sürecine değil, kolektif bir inşa pratiğine de dahil oldu. Sanatçılar, süreç boyunca bir masanın etrafında toplanıp diyalog halinde yer’leştirmesine dair fikirlerini ortaya koydu. Bu yolla enstalasyonlar kolektif  üretim pratiği ile nihai noktada bir bütüne ulaşmış oldu.  Mekânda tepeden inme müdahaleci bir tavırla değil yer’den yukarı bir hareketle halihazırda olanın peşine düşüldü.  Bu sayede enstalasyonlar mekân ile katılımcı arasında kalan değil bütünde bir parça olup yer’leşmenin kaygısını barındırıyor.

Nuruosmaniye Camii Mahzeni, bu bienalde bir sergi alanı olarak değil, insanın kendisiyle, mekânla ve yaratıcıyla olan ilişkisinin üzerine yeniden düşünüldüğü bir tehassüs mekânı olarak karşımıza çıkıyor.